Yönetim Kurulu Başkanımız Şahin Bilgiç, Tarım sektörünün, küresel ve yerel birçok zorlukla karşı karşıya bulunduğunu belirterek; İklim değişikliği, su kıtlığı, artan üretim maliyetleri ve pazar dalgalanmaları gibi faktörler, sektörün sürdürülebilirliğini tehdit ettiğini, ancak Çukurova üreticisinin deneyimi ve sektör paydaşlarının kararlılığıyla tüm zorlukların üstesinden gelinebileceğini söyledi.
BAĞIŞ, “BUĞDAY HASADI BURUK TAMAMLANDI”
Meclis Başkanımız Osman Bağış, açtığı Haziran Ayı Olağan Meclis Toplantısında yaptığı konuşmada “Normalde dekara 400-500 Kg verim olması gereken buğday hasadında sulanmayan alanlarda dekara 50 ile 100 Kg arasında hasat yapıldı. Buğdayda verim kayıplarının beklenenden fazla olacağını dile getirmiştik. Birçok çiftçinin maliyeti kurtarmayacağı için tarlasına biçerdöver sokmadığı görüldü. Bazıları buğdayı başağı ile birlikte balyalayıp, hayvanlara yem olacak şekilde biçim yaptı. Buğdayını sulama imkanı olanlar verim kaybı yaşamadı. Tarımda sulamanın önemi her dönem karşımıza çıkıyor. Sulama imkanı olan çiftçilerimiz buğdaylarını mutlaka sulamalarını tavsiye ediyorum. Ben buradan yetkililere seslenmek istiyorum. Özellikle DSİ Bölge Müdürlüğü sulama kanallarının bakımlarını sulama sezonu bittikten sonra yapmalarıdır. Çiftçilerin acil sulama ihtiyacı olduğu dönemlerde Ocak, Şubat, Mart ayları bile olabilir. Ekili ürünlerde çok daha yüksek verim alınması sağlanabilir” dedi.
BİLGİÇ, “KÜRESEL İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ GERÇEK BİR TEHDİTTİR”
Tarım sektörünün bugününü, karşılaşılan sorunlar ve geleceğe yönelik stratejilerini paylaşan Başkan Bilgiç, yaptığı aylık değerlendirmede “Küresel iklim değişikliği artık tartışılacak bir konu olmaktan çıkmış, gerçek bir tehdit olmuştur. Çukurova olarak, Akdeniz ikliminin geleneksel özelliklerinde yaşanan değişimleri yakından takip ediyoruz. Son yıllarda mevsim normallerinin üzerinde seyreden sıcaklıklar, yağış rejimindeki değişiklikler ve ekstrem hava olaylarının sıklığındaki artış, üretim planlamasını güçleştirmektedir. Özellikle kritik vejetasyon dönemlerinde yaşanan ani sıcaklık artışları, ürünlerimizin kalitesini ve verimini olumsuz etkilemektedir. Bu kapsamda, tarım sektörümüzün iklim değişikliğine adaptasyon stratejilerini geliştirmek zorundayız. Sürdürülebilir tarım teknikleri, çeşit ıslahı çalışmaları ve akıllı tarım uygulamalarının yaygınlaştırılması artık kaçınılmaz bir gerekliliktir.”
SU KAYNAKLARI YÖNETİMİ VE SU KITLIĞI SORUNU
“Su, tarımsal üretimin en kritik önemli girdisidir. Bölgemizde su kaynakları yönetimi konusunda ciddi adımlar gerekmektedir. Mevcut sulama altyapımızın modernizasyonu, damla sulama ve sprinkler sulama sistemlerinin yaygınlaştırılması öncelikli hedefimizdir. Yeraltı su seviyelerindeki düşüş ve yüzey sularında gözlenen azalma, su kullanım verimliliğini artırmayı zorunlu kılmaktadır. Bu bağlamda, üzerimize düşen sorumluluğu yerine getiriyoruz.
Su kıtlığı sorununun çözümünde, bireysel çabalardan daha ziyade, organize ve sistemli mücadele benimsenmelidir. Su yönetim planlanmalı ve biran önce hayata geçirilmelidir.”
NARENCİYE AYNI KONUMDA
“Narenciye sektörü, küresel pazardaki konumunu sürdürüyor. 2024’de 1 milyon 639 bin ton narenciye ürünü ihraç edilmiş, 1 milyar 46 milyon 128 bin dolar döviz girdisi sağlanmıştır. Bu rakamlar, sektörümüzün potansiyelini ortaya koymaktadır. İhracatta Rusya 375 milyon dolarla ilk sırada yer alırken, Irak, Ukrayna, Romanya ve Polonya diğer önemli pazarlarımızdır. Akdeniz Meyve Sineği ile mücadelede yaşanan zorluklar, İklim değişikliğinin neden olduğu verim kayıpları, Pazarlama ve depolama altyapısının yetersizlikleri ve Üretici örgütlenmesindeki eksiklikler sorun olarak devam ediyor. Entegre mücadele yöntemlerinin yaygınlaştırılması, soğuk hava depo kapasitesinin artırılması ve kooperatifleşmenin güçlendirilmesi öncelikli hedeflerimizdir.”
FİYAT MAKUL KARLILIK AZ
TMO tarafından 2025 yılı hububat alım fiyatları ton başına makarnalık buğday ve ekmeklik buğdayda 13 bin 500 lira, arpada 11 bin lira olarak belirlenmiştir. Bu fiyat seviyelerinin, önceki yıla göre artış göstermesi olumlu olmakla birlikte, üretim maliyetlerindeki artış dikkate alındığında yeterli olup olmadığı tartışmalıdır. Gübre, mazot, tohum ve işçilik maliyetlerindeki artışlar, üreticilerimizin karlılık marjlarını daraltmaktadır. Hububat sektöründe karlılığı arttırmak ve sürdürülebilirliğin devam etmesi için Kaliteli tohum kullanımının teşviki, Modern tarım tekniklerinin yaygınlaştırılması, Tarımsal araştırma ve geliştirme faaliyetlerinin desteklenmesi ve Üretici örgütlenmesinin güçlendirilmesi konularında çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Tarımda geleneksel ürünlerin yanı sıra ihracata yönelik katma değerli ürünlere yönelimi teşvik etmeliyiz. Dijital uygulamalar, hassas tarım ve akıllı sulama sistemleri yaygınlaştırılarak maliyetler düşürülmelidir.”
ZORLUKLARI BİRLİKTE AŞACAĞIZ
Üretimde yerel ve küresel birçok zorlukla mücadele etmeliyiz. İklimsel değişim, sudaki azalma, üretim maliyet artışı ve pazar dalgalanmaları gibi faktörler, ciddi tehdittir. Ancak, Verimli topraklarımız, üretim kültürümüz, gayretli üreticimiz ve geniş bakış açısına sahip iş insanlarımızla tüm bu zorlukları yenebileceğimize eminiz. ATB olarak tüm bu konularda katkı sağlamaya, mücadele etmeye, üreticilerimizin ve üyelerimizin yanında olmaya devam ediyor, faaliyetlerimizi sürdürüyoruz” diye konuştu.